Ali coşkun, 29 Aralık 2014-HABER1
12 Eylül 1980 askeri müdahalesi sonrası her konunun yeniden
düzenlenmesi çalışmaları içinde milli eğitime önem veriliyordu bu kapsamda
gençlerin din kültürünü okullarda öğrenmeleri gündemdeydi. Kamuoyunda şiddetli bir
şekilde tartışılan bu konuda her zaman ki gibi laikliği ve Atatürk'ün din
anlayışını çarpıtan gruplar direnç gösteriyorlardı.Bu günlerde bazı kesimlerce konu tekrar ısıtılıp gündeme
taşınınca yaşadığım olayı özet olarak sunmayı görev saydım.
Devlet Başkanı Kenan Evren bu konuda kararlı görüldüğünden
ilköğretim ve orta öğretimde okutulacak Din kültürü konusunda hazırlanacak
kitap için o sırada Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olan Prof.
Dr. Hüseyin Atay ile Hadis kürsüsü başkanı Prof.Dr. Mehmed Said Hatiboğlu ile
birlikte Hukuk Fakültesinden Siyasal Bilgiler Fakültesinden ve Hacettepe
Üniversitesinden birer öğretim görevlisinden oluşan bir komisyon
görevlendirmişti.
Hocalarımız faydalı bir çalışma yapabilmek ve din dersine
Atatürk'ü alet ederek direnç gösteren kesimlere karşı güçlü olmak için önce
Atatürk'ün bu konuda ki görüşlerini kaynaklara dayalı olarak araştırmaya karar
vermişler, bu araştırmalar sırasında karşılarına o tarihlerde hayatta olan
Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşı Cumhurbaşkanlarımızdan Celal Bayar çıkmış
kendisi ile bir söyleşi yapabilmek için beni aradılar ve bir randevu sağlamamı
istediler.
Eski DP milletvekillerinden Servet Sezgin beyle Celal
Bayar'ı evinde ziyaret ederek durumu anlattık. “Yararlı bir hizmettir buyursunlar
dedi” ve kendisini Prof. Dr. Hüseyin Atay, Prof. Dr. Mehmed Said Hatipoğlu ile
birlikte 22 Haziran 1982 tarihinde İstanbul Çiftehavuzlarda ki
konutunda ziyaret ettik. Bir asra merdiven dayamış (99) yaşına göre sağlığı
yerinde sayılırdı zekası ise maşallah pırıl pırıldı yılları dün gibi hatırlıyor
ve akıcı bir şekilde anlatıyordu, bu tarihi konuşmayı hem ben, hem de
hocalarımız teyp ile kayda aldık böylece Celal Bayar'ın anlattıkları Atatürk'ün
görüşleri doğrultusunda okullarda din derslerinin okutulmasında büyük destek
sağlamış oldu.
Prof. Dr. Mehmed Said Hatipoğlu yönetiminde yayınlanan
İslamiyat – kitabiyat dergisi eki olan bültenle 2007 Nisan – Haziran ayında bu
söyleşiyi deşifre ederek yayımlandı.
Celal Bayar'la Atatürk üzerine yapılan uzun söyleşiden ve
hocaların araştırmalarından önemli gördüğüm bazı özet görüşler sunmakla
yetiniyorum.
a) Araştırma Sonucu Heyetin Görüşü:
*Atatürk bilhassa 1923 tarihli beyanlarında kendisinin İslam
dinine mensup olduğunu ve İslamiyet'in dine, fenne ve modern ilimlere muvafık
bir din olduğunu belirtmişti. Memleketimizde bütün fertlerin dinini
öğrenebilmesinin lazım geldiğinden, dinini öğrenebileceği yerin mektep
olduğundan, dini öğretecek yüksek seviyede öğretmenlerin, din alimlerinin
yetiştirilmesinin lüzumundan bahsetmişti.
b) Celal Bayar'ın ifadelerinin özeti:
*Atatürk'ün dini sahadaki görüşleri ve fikirleri
memleketimize , yakın çevreye ve bütün Garp dünyasına yanlış aksettirilmiş,
bilhassa Türkiye'de yapılmış olan inkılaplar dinin aleyhine olarak gösterilmiştir.
*Atatürk hiç bir zaman dinsiz değildi. Ve dinsiz olmaklığın
ancak basiretsizlik olduğuna inanmış bir insandı. Hurafe (din dışı sonradan
eklenen davranışlar)düşmanıydı.
*Atatürk her şeyden evvel bu laiklik meselesinin müslümanlar
arasındaki (farklı inanışları ve davranışları) nifağı ve düşmanlığı
kaldıracağına inanmıştır.
*Minarede ezan Türkçe okunur, Arapça okunur diye mesele
oluyor. Ama caminin içerisinde Arapça kamet getiriliyor. Minarede yasaktır
içeride serbesttir. Ya hepsi bir olur ya hiçbirisi olmaz.
*Söyleyebilirim ki ben çok zaman Peygamber'in peygamber
olduğuna ve onun büyük adam olduğuna dair sözleri hiç tereddüt etmeden
Atatürk'ün ağzından çıktığını işitmişimdir.
(*)Bu söyleşi, 22
Haziran 1982'de İstanbul / Çiftehavuzlar'da Hüseyin Atay, Mehmed Said
Hatiboğlu ve Ali Coşkun'un katılımlarıyla gerçekleşmiştir. (29 Aralık
2014, Ali COŞKUN - 58 ve 59 Hükümetler Sanayi ve Ticaret Bakanı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder